Lenf Bezi Kanseri, vücudumuzda 'lenf' adı verilen sıvının taşınmasını sağlayan minik damarlardan meydana gelen bir ağ bulunmaktadır. Bu ağa "lenfatik sistem"denir. Lenf sıvısı içinde bulunan beyaz kan hücreleri (Lenfosit), vücudumuzdaki enfeksiyon ve hastalıklara karşı savaşır. Vücudumuzda yer alan bezelye büyüklüğündeki lenf düğümleri bu geniş ağın bağlantı noktalarıdır. Daha çok ensede, kasıkta, koltukaltında, karın ve göğüste bulunan lenf düğümleri, bağışıklık oluşmasını sağlamak için lenf sıvısını filtre eder. Bademcikler, dalak, timüs bezi ve kemik iliği bahsi geçen lenfatik sisteme bağlı organlardır. Sonuç olarak, lenf sisteminden dolayı meydana gelen kanserlere lenfoma yani lenf bezi kanseri denir. Hodgikin ve Hodgikin dışı olmak üzere iki tip lenf bezi kanseri vardır. Farklı yaş gruplarında meydana gelirler. Hodgikin lenfoması otuz ve ellili yaşlarda, Hodgikin dışı lenfoma ise iki yaşın altında çocukları hedef alır. Hodgikin dışı lenfoma, yaşın ilerlemesi ile görülme sıklığı artar ve tedavi edilmediği takdirde en kötü hale dönüşebilir.

Lenf bezi kanserinin nedenleri kesin olarak bilinmemekle birlikte, virüs benzeri enfeksiyona sebep olan bir mikroorganizmayı akla getiren birtakım kanıtların varlığı söylenmektedir. Lenf bezi kanseri de öteki kanser çeşitleri gibi; genetiği ile oynanmamış hormonlu meyve ve sebzelerin tüketilmesi, parfüm, deterjan ve şampuan gibi kozmetik/temizlik malzemelerinin üretiminde kullanılan kimyasallar aracılığı ile insan bedenine giren yabancı maddelerden dolayı oluşabilmektedir.

Lenf bezi kanserinin başlangıç evresinde hiçbir belirti görülmeyebilir. Fakat hastalığın ilerlemesi ile; güç kaybı, iştahta azalma, zayıflık ve yorgunluk gibi belirtiler açığa çıkar. Hasta, boynundaki lenf bezlerinde büyüme olduğunu fark eder. Özellikle Hodgikin türü lenf bezi kanserinde bir ya da birden fazla lenf bezi etkilenir. Bir süre sonra hastalık; dalak ve karaciğer gibi farklı organlardaki lenf dokularına yayılır. Lenf bezi kanseri eğer deriye yakın lenf bezlerinin değil de kalp çevresi veya daha derinlerdeki lenf bezlerinin etkilenmesi ile ortaya çıkmış ise hiçbir belirti vermeyebilir. Tıpta "pel ebstein ateşi" denilen sebebi bilinmeyen ve birkaç hafta süren ateş yükselmeleri kanserin tek belirtisi olabilir. Sürekli kaşıntı ve hastalığın ilerleyen dönemlerinde kansızlık gibi kan ile alakalı bozukluklar yine lenf bezi kanserinin belirtileri arasındadır. Koltuk altı, kasık ve boyun bölgelerindeki lenf bezlerinin ağrı olmaksızın ele gelecek kadar şişmesi en sık görülen belirtilerdendir. Nefes alıp vermede zorluk, öksürük, göğüs ağrısı ve baş ağrıları da lenf kanseri bulgularındandır. Bu belirtiler grip gibi farklı rahatsızlıkların beraberinde de görülebilir. Bu yüzden hastanın bu tür şikâyetlerinin olması durumunda lenf kanseri teşhisini sadece doktor koyabilir.

Lenfoma ihtimali düşünülen hastalarda kesin tanı konulması şarttır. Bunun için ilk olarak; şişen lenf bezinin tümü veya yerleştiği organdan bir miktar parça alınır. Biyopsi denilen bu işlem sayesinde alınan doku örneği patologlar tarafından mikroskop ile incelenir ve kesin sonuç elde edilir. Ayrıca patolog, hangi tip lenf bezi kanseri olduğunu da raporunda verecektir. Bu rapor, hastaya hangi tedavi şeklinin uygun olduğunun belirlenmesi için önemlidir. Fiziksel muayenenin yanı sıra kan hücrelerinin sayımı ve performansının belirlenmesi için kan testleri yapılmalıdır. Doktorun gerek duyduğu durumlarda; Röntgen, MRI ve CT taraması gibi görüntüleme yöntemleri yapılabilir. Teşhisi konulan lenf bezi kanseri için son olarak; hangi evrede olduğu ve vücuttaki diğer bölgelere sıçrayıp sıçramadığını belirlemek için ek testler de doktorunuz tarafından istenecektir.

Lenf bezi kanseri hastalığının tedavisi; hastanın yaşına, hastalığın evresine ve hücre tipine bağlıdır. Çünkü, hastanın tedaviyi kaldırıp kaldıramayacağı, lenfoma modelinin yavaş veya hızlı ilerlemesine göre doktorun vereceği ilaçları ve tedavinin hangi şekilde olacağını belirler. İlaçların beraberinde kemoterapi ve radyoterapi yapılmaktadır. Bazı durumlarda ikisi birden tedavi için gerekebilir. Yavaş ilerleyen lenf bezi kanserinde bazen hastaya tedavi verilmez sadece belli dönemlerde hastanın doktor tarafından kontrol edilerek hastalığı izlenir. Bunlara ek olarak hastadan kök hücre alınır ve bu kök hücreler biyolojik ilaçlarla ve cerrahi yöntemlerle hastaya verilir.